|

O bütün hayatını İslam'a adamıştı

Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, vefatının 4. yılında geniş katılımlı bir sempozyumla anıldı. Sempozyuma katılan tüm konuşmacılar, Hamidullah'ın İslam'a adanmış bir yaşam sürdüğü görüşünde birleşti

Zeynep Çiftçi
00:00 - 17/12/2006 Pazar
Güncelleme: 03:31 - 17/12/2006 Pazar
Yeni Şafak
O bütün hayatını İslam'a adamıştı
O bütün hayatını İslam'a adamıştı

Beyan Yayınları'nın ev sahipliğinde ve öğrencilerinden Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma'nın koordinasyonuyla Cemal Reşit Rey Konferans Salonu'da gerçekleştirilen 'Uluslararası Muhammed Hamidullah' başlıklı sempozyumda katılımcılar Hamidullah'ın hayatı, kişiliği, ilmi yönü ve eserleriyle İslam'a olan katkılarını anlattı.

Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı'nın başkanlık yaptığı oturumda konuşan Prof. Dr. Abdüllatif Alsabbagh, Hamidullah'ın Uluslararası İslam Hukuku alanında çok derin bir ilme sahip olduğunu, ilmi değeri çok yüksek kitaplar yazdığını ifade ederek 'Hamidullah'ın hayatı İslam davasına adanmış bir hayattı" dedi. Alsabbagh, Hamidullah'ın kişiliğini anlatırken onun çok sakin, uyumlu ve uysal fakat cesaretiyle bir aslan kalbine sahip olduğunu söyledi.

SAİDİ NURSİ GİBİ YAŞAM

Prof. Dr. Şerafettin Gölcük ise, Hamidullah'ın adeta bir sahabe hayatı yaşadığını belirterek, Türkiye'de ilmihal kitaplarının hakim olduğu bir zihniyet döneminde Hamidullah'ın, İslam'ın ilmihal kitaplarında yazılan ibadetten ibaret olmadığını, bir hukuk, siyaset, ekonomi ve sanat anlayışı olduğunu öğrettiğini anlattı. Muhammed Hamidullah'ın, mütavazı bir hayat sürmesini Said Nursi'nin hayatına benzeten Gölcük, onun Paris'te asansörsüz bir apartmanın 6. katında hatta bir çoğumuzun kalmayacağı çok mütevazı bir evde 50 yıl boyunca yaşadığını anlattı. Gölcük, "Hamidullah Hoca'nın tek başına ümmeti temsil eden bir duruşu vardı" dedi.

Sempozyumun konuşmacılarından eski Fazilet Partisi Milletvekili Merve Kavakçı, Muhammed Hamidullah'la ilgili anılarını anlattı.

AİLEM ONUN TALEBESİ

Muhammed Hamidullah Hoca'yı anmak üzere Türkiye'ye gelmiş olmak ve İstanbul'a kavuşmuş olmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek sözlerine başlayan Kavakçı, "Ben Hocayı farklı bir gözle gördüm. Hocanın talebesi olan anne babanın evladı olarak bir çocuk gözüyle tanıdım. Hamidullah Hoca deyince ilk aklıma gelen, akademik kişiliğinin dışında, bize geldiğinde bana Paris'ten getirdiği pembe şekerler, doğum günümde bana hediye ettiği kadife elbise ve Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandığımda bana Türkçe olarak 'Kızımızın İslami ilimler almasını beklerdik' şeklinde yazılan sitemkar mektubudur. Çocukken çok fazla kıymetini anlayamadım ama büyüyünce onun ne denli hayatıma yön verdiğini fark ettim. Hamidullah Hoca, garip yaşadı ve garip öldü. O her zaman Hayrabad'ı özledi ve kendisini hiç bir zaman Hindistanlı görmedi" diye konuştu.

Konuşmacılardan Dr. Ahmet Bakcan ise medeniyetler arasında hoşgörü köprüsünü ilk kuranlardan birinin Muhammed Hamidullah olduğunu belirterek, "Hocamız toplumsal barışın sağlanması açısından önemli adımlar atmıştır. Bize Hıristiyan ve Yahudilerle yumuşak bir üslupla tartışmamızı ve dinler arasındaki ortak hususlara dikkat çekmemizi tavsiye ederdi. Hocamız bu tutumuyla adeta bir İslam diplomatıydı" dedi.

KATILIM VE İLGİ BÜYÜKTÜ

Hamidullah'ı anma toplantısına, yerli ve yabancı ilim adamları büyük ilgi gösterdi. Sempozyumda ayrıca, Prof. Dr. Mehmet Sait Hatipoğlu, Prof. Dr. Abdüllatif Al Sabbah, Prof. Dr. Nazif Şahinoğlu, Prof. Dr. Salih Tuğ, Dr. Ahmet Bakcan, Mehmet Beşir Eryarsoy, Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, Prof. Dr. Halil Çiçek, Prof. Dr. Malika Dif, Prof. Dr. İnayatullah Baloch da konuştu. Bugünkü oturumda ise Prof. Dr. İsmail Kara, Raşit Benaissa, Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Ali Bulaç, Prof Dr. Vecdi Akyüz, Dr. İbrahim Haidara, Mustafa İslamoğlu gibi isimler konuşmacı olarak katılacak.


17 yıl önce