Gotik edebiyat ve karanlık anlatının ustası Edgar Allan Poe 210 yaşında. Yerli ve yabancı birçok edebiyatçıyı etkileyen Poe, eserleriyle yaşamaya devam ediyor. Poe’nun seçme öykülerinden oluşan Selma Aksoy Türköz’ün Türkçe’ye çevirdiği “Kuyu ve Sarkaç” ile “Şehrazat’ın Bin İkinci Gece Masalı” adıyla Ketebe Yayınevi arasından çıktı. Kendisi de öykücü olan Türköz ile Poe’nun etkisini ve çeviri deneyimini konuştuk.
İlk olarak Poe’nun dünyasına girip öyküye yaklaşımını kavramaya çalıştım. Çeviri işini ders olarak algıladığımı söyleyebilirim. Poe, belki de travmatik çocukluğunun tesiriyle farklı bir dünyada yaşamış ve okuyucuya kaotik diyebileceğimiz o dünyadan sesleniyor. Mesela gerçeklik açısından ele alacak olursak, onun önümüze serdiği gerçeklik, olağan gerçeklik değil. Bu, her yapıtaşı dâhice düşünülmüş, tasarlanmış ve kurgulanmış belli bir tarihten ve coğrafyadan uzak bir dünyanın gerçekliği. Çeviri yaptığım dönemde Poe’nun dünyasıyla o kadar hemhâl oldum ki, son dönemde ben de karanlık öyküler yazmaya başladım. Her hal ü kârda öğretici, keşfedici ve aydınlatıcı oldu benim için Poe çevirmek.
EFSANELERİ ETKİLEDİ
Polisiye, bilimkurgu, fantastik gibi türlerin gelişmesinde önemli bir basamak oluşturdu. Poe’nun korku türünün ilk örneklerini verdiğini söyleyemeyiz fakat onun edebî tarzı, gotik edebiyatın bugün geldiği yer açısından büyük önem taşıyor. Jules Verne’den İsaac Asimov’a, William Faulkner’dan Stephen King’e birçok yazarın yapıtında onun izleri vardır.
Genelde birinci tekil anlatıcıyı tercih eden bir yazar. Depresyon ve delilik, öykülerinin ana temalarından. Öyküler ana karakteri ve hikâyesine göre diğer karakterleri endişeye sürükleyen korku ve gerilim yüklü, her ayrıntısı düşünülmüş sinematografik bir atmosferde geçiyor. Bu şekilde okuyucuyla karakterin soluduğu havanın aynılığı sağlanmaya çalışılmış aslında. Duyguların ifade edilmesinde genelde kalp ve zihnin birbirinin yerine kullanıldığını görebiliriz. Her ne kadar anlatıcı deliliğini rasyonel temellere oturtma çabası içinde olsa da “kalbi” yani duyguları kendini ele verir cinsten. Bazen olaylar anlam veremediğimiz ölçüde dehşet ve gaddarlıkla seyrederken, belki de hafifletici unsur olarak, komedi damarının ortaya çıkışı öykülerinin karakteristiklerindendir.
Özellikle öykülerin giriş paragrafları bir çeşit kripto özelliği taşır. Poe’nun metaforik ve figüratif dili, algısının çok farklı işleyişi başlangıçta beni çok yavaşlattı.
Poe’nun öykü çevirisi, üç cilt olarak tasarlandı. Bu seri tam bir seçki niteliğinde. Meraklılarına üçüncü cildin çevirisinin devam ettiği müjdesini verebiliriz.